Uzun İnce Bir Yoldayım Türküsünün Hikayesi Nedir
uzun ince bir yoldayım çıkış hikayesi,uzun ince bir yoldayım hikayesi,uzun ince bir yoldayım neden çıktı,uzun ince bir yoldayım türküsünüün hikayesi,uzun ince bir yoldayım türküsünün hikayesi nedir UZUN İNCE BİR YOLDAYIM TÜRKÜSÜ VE HİKAYESİ Uzun ince bir yoldayım Gidiyorum gündüz gece Bilmiyorum ne haldeyim Gidiyorum gündüz gece Dünyaya geldiğim anda Yürüdüm aynı zamanda İki kapılı bir handa Gidiyorum gündüz gece Uykuda dahi yürüyom Kalmaya sebep arıyom Gidenleri hep görüyom Gidiyorum gündüz gece Kırk dokuz yıl bu yollarda Ovada dağda çöllerde Düşmüşem gurbet ellerde Gidiyorum gündüz gece Düşünülürse derince Irak görünür görünce Yol bir dakka miktarınca Gidiyorum gündüz gece Şaşar Veysel işbu hale Gah ağlayan gahi güle Yetişmek için menzile Gidiyorum gündüz gece Anadolunun bir köyünde sakin bir akşam karı koca uyumak için yatağa girerler..Kadının gözüne bir türlü uyku girmez, çünkü o gece özeldir.. O gece kocasını terkedecektir..Hem de sevgilisi ile köyden kaçarak... Kocasının uyumasından bayağı bir zaman sonra pencerede beklediği taşın sesini duyar kadın.. Ayakkabılarını giyip, önceden hazırladığı eşyalarını alıp bahçede bekleyen sevgilisinin yanına gider ve koşarak oradan kaçarlar.. Koşarlarker kadının ayağını bişey rahatsız eder, ayakkabısının içinde bişey vardır ama kadın mecburdur koşmaya ayağını rahatsız eden şey için durma lüksü yoktur..Anadoludur burası.. Töredir, cinayettir geride bıraktıkları..Belli bir mesafe uzaklaştıktan sonra nefeslenmek için dururlar. Kadın duraksamayı fırsat bilip nefes nefese der ki : "Evden çıktığımdan beri, ayakkabımın içinde bir şey var beni rahatsız ediyor, çıkartıp bakar.. O da ne? Ayakkabısının içinde bir tomar para!!!!! Kocası her şeyin farkında. Biliyor ki gidecek, "Beni terk edecek ama bunca yıl çorbasını içtim, çamaşırlarımı yıkadı, ütüledi. Bana emeği geçti.." O Yoksul köylü; bütün parasını; başka bir adam için kendisini terk eden karısının, giderek kendinden uzaklaşan adımlarını attığı ayakkabısının içine koymuştur. Bu hareketi yapan kişi ne üniversite mezunudur ne de yüksek lisans yapmıştır.Hatta hayatında tek bir kitap bile okumamış, okuyamamıştır. O güzel insanı, O onurlu davranışı sergileyen, O terk edilen adamı HEPİNİZ TANIYORSUNUZ.. Şimdi sorarım size; Bu memlekete töre cinayetleri, kadına karşı uygulanan şiddet mi yakışır yoksa, Aşık Veysel gibi hayatında hiç kitap okumasa, okuyamasa bile kitap gibi hayat yaşayan adamlar mı yakışır?
Yorum Gönder